21 Ekim 2011 Cuma

Serebral Palsi’nin Tedavisi Var mıdır?

Serebral Palsi; Doğum öncesi, doğum sırası ya da doğum sonrasında, beyinin erken gelişim döneminde oluşan bir hasara bağlı olarak vücutta ortaya çıkan kalıcı hareket ve postür (duruş) bozukluğudur. Beyinin erken gelişim dönemi ilk 18 ay olmakla beraber, 6 yaşa kadar oluşan ve ilerleyici olmayan beyin hasarlarının tümü de Serebral Palsi (CP) olarak tanımlanabilir.

Beyindeki hasarı iyileştirecek başarısı kanıtlanmış herhangi bir tedavi yöntemi yoktur. Oluşmuş beyin hasarını geriye döndürmek mümkün olmadığı için CP’nin kökten tedavisi yoktur. Ancak beyin, dokusundaki hasarlı olan noktalara karşı yeni bir adaptasyon sürecine girer. Beyin kortexi özellikle yaşamın ilk yıllarında oluşmuş hasar sonrasında inanılmaz derecede reorganize (yeniden organize) olma yeteneği gösterir. Buna NÖRONAL PLASTİSİTE denir ki daha anlaşılabilir bir dille ifade etmek gerekirse, zamanla beynin sağlam bölgelerinin, hasarlı bölgelere ait kaybolmuş fonksiyonlarını üstlenmesi anlamına gelir.

Beyindeki nöronlar (sinir hücreleri) arasında yeni snapslar (bağlantılar) oluşur ve 5 – 6’lı yaşlara kadar beyindeki nöronlar yeniden organize olurlar ve buna bağlı olarak da bazı fonksiyonlar kısmen de olsa kazanılabilir. Sinir hücrelerindeki bu olumlu değişiklikler çoğu zaman kendiliğinden olmayabilir. Bu konuda yeni nesil ilaçlar ve özellikle fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları önem kazanmaktadır. Biz fizyoterapistlerin tedaviler sırasında kullandığı  Bobath, Vojta…vs gibi tedavi yöntemlerinin erken aylardan (yeni doğan döneminden) itibaren uygulanması ile başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir. Ancak gerek bebeklik döneminde CP tanısının kesinleşmesinin güçlüğü, gerekse de hastalığın ilk senelerde kısmen de olsa kendiliğinden iyileşme potansiyeli olması nedenleri ile bu tedavilerin başarısı bilimsel olarak kanıtlanamamaktadır.

Fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları, zihinsel gelişim düzeyi ne olursa olsun çocuğun fiziksel gelişimi, büyümesi, motivasyonu, sosyalleşmesi ve sağlıklı bir bedene sahip olması için gereklidir. Bu nedenlerden dolayı CP tanısı konmuş tüm çocuklara fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları önerilir.

Yıllardır onlarca CP’li hasta ile çalışmış bir fizyoterapist olarak tecrübelerimi sizlere şöyle aktarmak isterim ki, fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları CP tedavisinde kökten çözüm sağlamasa da hastaların fiziksel kapasitesini büyük ölçüde artıran tedavi yöntemleridir. Örneğin, tedavi öyküsünü paylaştığım hastamla ilk tedaviye başladığım zamanlarda şiddetli spastisitenin hâkim olduğu, bükülü kalmış parmak, el bileği ve dirseklerini germe egzersizleri ile zorlukla açabiliyorken, 3 yıllık tedavilerimiz sonrasında şimdi önüne konulan bir kâse leblebiyi tek tek alarak ve yardımsız yiyebilecek duruma geldi. Kol, bacak ve gövde kaslarındaki şiddetli spastisiteden ötürü yattığı yerde dönme hareketini dahi yapmakta zorlanırken, şimdi paralel yürüme barında  minimum destekle yürüyebilecek seviyeye gelmiştir. Bunun gibi binlerce örnek gösterebilirim.  Bu, öncelikle fizik tedavinin, sistemli çalışmanın ve bununla birlikte ailenin fizyoterapistle işbirliği yaparak  ev programı egzersizlerini yeterli ve düzenli uygulanmasıyla elde edilmiş bir başarıdır.

Fzt. Sevda SARIKAYA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder