27 Ekim 2011 Perşembe

Serebral Palsi’li Olup Epilepsi Nöbeti Geçiren Bir Hastamla İlgili Anım!


CP’li çocukların birçoğunda (literatürde üçte biri olarak geçiyor) epilepsi nöbetleri görülmektedir. Bu zaten ağır olan CP klinik tablosunu daha da ağırlaştıran bir hastalıktır. Bununla ilgili olarak bir hasta deneyimimi sizlerle paylaşmak istiyorum;

Çalıştığım kurumda birkaç seanslığına almam için bana CP’li bir çocuk hasta yönlendirilmişti. İki seans tedaviye aldım. İlk seansta çocuğu değerlendirdim ve annesiyle çocuğu hakkında konuştuk.  Çocuk orta düzeyde zihinsel geriliği olan ve özellikle bacaklarında orta şiddetli spastisitesi olan bir çocuktu.  Değerlendirmem sırasında annesiyle beraber iki kolundan tutarak yürütmeye çalıştık. Ancak sadece beş-altı adım atabilmişti ve onu da ağlayarak zorlukla yürümüştü. Annesi çocuğunun daha önce yürüyebildiğini, durumunun yeni yeni bu kadar geriye gittiğini söyledi ki aslında bu pek de normal bir durum değildi.

-Çocuğunuzun başka sağlık problemleri var mı? Mesela epilepsi nöbeti geçiriyor mu? Diye sorduğumda,
-evet nöbet geçiriyor’ dedi.
-ilaçlarını düzenli kullanıyor musunuz?  Doktoruna kontrollerine götürüyor musunuz? Diye sorduğumda da aynen şu cevabı aldım;
-valla hocam, çocuğu doktora kontrole en son götürdüğümde çok küçüktü ve doktor bir ilaç vermişti. Arada sırada, aklıma geldikçe ilacı çocuğa veriyorum ‘dedi.

Durum vahimdi. Belli ki anne ne CP, ne de epilepsi hatalığı hakkında neredeyse hiç bir şey bilmiyordu. Anneye epilepsi hastalığının düzenli, hatta saati saatine ilaç kullanımı gerektirdiğini, doktor kontrolünde çocuğun yaşına ve kilosuna uygun dozun belirlenerek çocuğa verilmesi ve düzenli aralıklarla çocuğunu kontrollere götürmesi gerektiğini anlattım. Aklına geldikçe çocuğa ilaç vermenin hiç bir yararı olmadığını ve kafasına göre doz arttırıp azaltamayacağını da anlattım. Anne bunları bilmediğini söyledi. Derken çocuğu bir kez daha tedaviye aldım ve sonra başka bir arkadaşımın takibine verildi.

Aradan iki ay kadar zaman geçmişti. Kantine inmiştim. Önümde bir çocuk durmadan sağa sola koşturuyordu. Peşinden de annesi koşuyor çocuğu zapt etmeye çalışıyordu. Kendi kendime “nereden tanıyorum ben bu çocuğu?” diye sorarken bir anda aklıma geldi. Bu çocuk değerlendirmesini yaptığım çocuktu. Ama gözlerime inanamadım. Bu kadar kısa sürede nasıl olmuştu da koşar hale gelmişti? Annesinin yanına gittim ve

-Bu büyük gelişme nasıl oldu böyle? dedim.
Anne ise:
-Siz oğlumu değerlendirdiğinizde epilepsiyle ilgili anlattıklarınızdan sonra hemen oğlumu alıp bir nöroloğa götürdüm. Doktor çocuğumu değerlendirdikten sonra gerekli ilaçlara başlattı, ben de çok düzenli olarak çocuğuma veriyorum. Sonuç ortada. Oğlum neredeyse hiç nöbet geçirmiyor ve eskisi gibi yürüyüp koşmaya başladı. Desteğiniz için teşekkür ederim Sevda hanım dedi.

Tabi burada fizyoterapistinin de emeği çok büyük. Ama vurgulamak istediğim şey şu ki; ben epilepsi ilaçlarının hastalar üzerinde çok büyük olumlu etkilerini görmüştüm ancak böylesine büyük yararı olabildiğini ilk kez görüyordum. Bu çok büyük bir gelişmeydi. Sonuç mutluluk vericiydi.

Fzt. Sevda SARIKAYA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder