Otizm spektrum bozukluğuna neyin neden olduğu bilinmemekle birlikte genetik temelli (kalıtsal) olduğuna ilişkin bulgular vardır. Ancak hangi gen ya da genlerin sorumlu olduğu henüz bilinmemektedir. Çevresel faktörlerin de otizme yol açabildiğine ilişkin görüşler vardır. Hem genetik temellerin hem de çevresel faktörlerin etkileri üzerine çok sayıda araştırmalar yapılmaktadır.
Otizm spektrum bozukluğuna her çeşit toplumda, farklı coğrafyalarda, ırkta ve ailede rastlanmaktadır. Otizm tüm ırklarda, etnik gruplarda ya da sosyal statüsü farklı gruplarda görülebileceği, ailenin gelir durumu, yaşam biçimi ve eğitim düzeyi ile otizm spektrum bozukluğu arasında bir bağ olmadığı vurgulanmaktadır.
Cinsiyetle ilişkili olarak ortak görüş, erkeklerde kızlardan daha fazla görüldüğüdür.
Otizm spektrum bozukluğu bir ruh hastalığı değildir; ancak, belirtileri bazı ruh hastalıklarını çağrıştırabilir.
Psikososyal Nedenleri Nelerdir?
20. yüzyıl başlarında, çocuklarına yetersiz ilgi gösteren ebeveynler bu bozukluğun ortaya çıkışında sorumlu tutulmuştur. Fakat bu teori daha sonra desteklenmemiştir. Çocuktan gelen ilişki arayışı davranışının belirgin derecede düşük oluşu ve buna karşılık olarak ebeveynlerin azalmış ilgileri bu tip teorilerin gelişiminden sorumlu olabilir. Ayrıca, ciddi çocuk ihmali vakalarında “tepkisel bağlanma bozukluğu” denen çocuğun iletişim aramama davranışı ve dil gelişimindeki gecikmeler YGB’ ye benzer bir tablo oluşturabilmektedir. Fakat bu vakalar tedaviden çok hızlı bir yarar görürler.Yetiştirmenin bozukluğun varlığına etkisi yok gibi görünmektedir. Fakat var olan problemi olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilir. Ciddi anlamda sosyal uyaran eksikliği ör, gün boyu TV seyretme problemi pekiştirebilmektedir.
Otizm Spektrum Bozukluğunun Tipik Özellikleri Nelerdir?
Otizmli bir birey her zaman her belirtiyi göstermez. Ancak tipik olarak gözlenen bazı belirtiler vardır. Genel olarak bakıldığında otizm 3 farklı konu dâhilinde kendini belli eder. Bu kategorilere giren belirtilerden en az ikisinin gözleniyor olması gerekmektedir. Kategorileri oluşturan 3 ana başlıktır. Şimdi hangi belirtilerin bu başlıklar içerisine dâhil edildiğini inceleyelim:1. Sosyal Etkileşim Sorunları
Sosyal etkileşim sorunları içerisinde en çok dikkat edilen sıkıntı çocuğun göz kontağından kaçmasıdır. Çocuk, karşısındaki kişi ile ya hiç göz kontağı kuramaz ya da çok az kurar ve gözlerini kaçırır. Bu durumu çok farklı şekillerde de gerçekleştirebilmesi muhtemeldir. Örneğin beklenmedik bir anda karşısındaki kişi ile aniden göz kontağı kurar ve yine aniden bakışlarını kaçırır. Bu da anormal sayılabilecek ve otizm belirtisi olabilecek bir davranıştır.Konuşurken çok az mimik kullanarak kendini ifade etmeye çalışması veya kendini ifade edememesi otizm belirtileri içerisinde yer almaktadır. Sesinin yüksekliğini ayarlayamaması ve kalabalık bir ortamda insanlar ile arasında bulunması gereken mesafeyi ayarlayamaması durumları ile karşılaşılabilir.
Otizmli çocuklar kendi yaşıtları ile iletişim kurmakta zorlanırlar. Ayrıca çok fazla arkadaşları bulunmamaktadır. İlgilendikleri ve paylaşmayı zevk aldıkları konularda oldukça sınırlıdır. Aslında paylaşım konusunda çok istekli değillerdir. Bu nedenle grup halinde gerçekleştirilen aktivitelere uyum sağlamakta zorlanırlar. Daha çok grubun dışında yalnız vakit geçirmek isterler.
Otizmli bireyler çoğu zaman biri onlara seslendiğinde veya ilgilendiğinde tepkisiz kalırlar. İsimleri söylense dahi duymuyormuş gibi yapabilirler. Diğer çocukların ilgisini çeken şeyler onların ilgisini çekmez ve ortamda gelişen olaylara karşı kayıtsız kalırlar.
2. İletişim Sorunları
Otizmli çocuklarda konuşma evresinde sıkıntılar yaşanabilmektedir. Dillerinin gelişmesi yaşıtlarına göre çok daha geç olmaktadır. İki yaşına gelip tek kelime etmemiş çocuklar da bu durum bir belirti olarak kabul edilebilir. 3 yaşından büyük olan çocukların normalde iki kelimeli cümleleri kolayca kullanabilmesi gerekmektedir. Ancak çocuk bunu yapamıyorsa dil gelişiminde sıkıntı var demektir.Konuşmaya başlayan çocuklarda eğer otizm mevcutsa bazı gramer hataları yaparlar ve bunları sürekli olarak tekrarlarlar.
Konuşarak iletişimde oldukça yetersiz kalırlar. Bir konuşma başlatmak otizmli bireyler için çok zordur. Devam eden bir konuşmayı ilerletmek de otizmli bireylerin kolay kolay başaramadığı durumlar arasında yer almaktadır. Konuşma esnasında bazen konuşmalar kendi kendine konuşmalara döner ve karşı tarafa olan ilgi azalır. Genel konuşma kurallarından farklı olarak otizmli bireyler kendilerine has bir dil geliştirirler. Başkalarının onlara söyledikleri şeyleri tekrar etme eğilimleri vardır.
Oynadıkları oyunlar aynı yaşta çocukların oynadıkları oyunlara göre daha zayıf ve sınırlı olmaktadır. Örneğin evcilik gibi hayal gücünden yararlanılarak oynanacak oyunları oynamazlar. Oyuncakların nasıl oynanacağını çoğu zaman keşfedemezler. Genelde oyuncağı sürekli olarak bir yere vurma veya kendi elleri ile oyuncağa vurma gibi eğilimler içerisindedirler.
3. Sınırlı ve Yinelenen Davranışlar
Otizmli bireylerin ilgi alanları oldukça sınırlıdır. Ancak ilgi duydukları şeylere karşı da aşırı tepki göstermektedirler. Sadece o konu söz konusu olduğunda dikkatini çekebilmeniz mümkün olur.İlgi duydukları konulara karşı o kadar ilgili olurlar ki o konu ile ilgili en ince ayrıntıyı bile hatırlayabilirler.
Günlük yaşantılarında belli bir rutin belirlemişlerdir ve sürekli bunu uygulamaya koymak isterler. Bu rutin bozulduğunda da sinirlenirler. Oluşabilecek herhangi bir rutin bozucu duruma karşı önceden karşılarına çıkabilecek şeyleri düşünüp ona göre hareket ederler.
Tüm bunların yanı sıra ilgilerini çeken bir şeyi ellerine alıp en ince ayrıntısına kadar inceledikleri de belirtiler arasında yer almaktadır. Bahsi geçen bu belirtilerden en az 6 tanesine sahip olması bir uzmana otizm tanısı için göstermeye yetmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder